Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın son dönemdeki sert ve tartışmalı sosyal medya paylaşımları, AK Parti içinde uzun süredir sessizce süregelen memnuniyetsizlik ve iç tartışmaları görünür kıldı. Özellikle gazeteci Fatih Altaylı’ya yönelik “Suyun ısınıyor” şeklindeki tehdit olarak yorumlanan paylaşımı, sadece kamuoyunda değil, parti içinde de ciddi rahatsızlık yarattı. Bu çıkışlar, “Erdoğan yalnız mı bırakılıyor?” sorusunu bir kez daha gündeme taşıdı.

‘Toparlanma’ Çağrısı mı, Kişisel Sitem mi?
Tepkilerin ardından Saral, birkaç gün sonra yaptığı yeni paylaşımda bu kez AK Parti tabanını hedef aldı. “Liderimizin etrafında toplanılmıyor, herkes ortalara sinmiş” ifadesi, parti kulislerinde kimi tarafından bir çağrı, kimi tarafından ise kişisel bir serzeniş olarak değerlendirildi. Parti çevrelerinde bu açıklamanın, Erdoğan’a sahip çıkma çağrısından çok, Saral’ın kendi yalnızlığını ve hayal kırıklığını dile getirdiği konuşuluyor.

“Neden Benim Gibi Değilsiniz?” Mesajı mı?
Saral’ın üslubu, parti içindeki farklı eğilimleri de gün yüzüne çıkardı. Özellikle “daha sert, daha fanatik bir sadakat” beklentisi taşıdığı yönündeki yorumlar, parti içinde bazı isimlerin bu tavrı “zarar verici” bulmasına yol açtı. Saral’ın aslında parti üyelerine “Benim gibi neden davranmıyorsunuz?” sorusunu yönelttiği, bu nedenle de kendini gönüllü bir yalnızlık pozisyonuna ittiği ifade ediliyor.

Hukuk Üzerinde Gölge Endişesi
Saral’ın “suyun ısınıyor” ifadesi, yargının tarafsızlığı ve hukukun üstünlüğü açısından da tartışmalara neden oldu. Bu söylemin, siyasetin yargı üzerinde baskı kurduğu algısını güçlendirdiği ve toplumda hukuka olan güveni zedelediği eleştirileri dile getirildi. Parti içinden bazı isimlerin de bu tarz çıkışların Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zarar verdiğini düşündüğü ve Saral’ın danışmanlık konumunun yeniden sorgulandığı belirtiliyor.

“Sultandır” Çıkışı ve Otoriterlik Algısı
Saral’ın daha önce sarf ettiği “Benim için Erdoğan sultandır” sözleri de parti içinde ve kamuoyunda tepki çekmişti. Bu söylemin, Erdoğan’a duyulan kişisel sadakati ifade etmekten çok, tek adam yönetimi eleştirilerini besleyen bir yaklaşım olduğu; özellikle Batı basınında otoriterlik tartışmalarını yeniden alevlendirdiği yorumları yapıldı. Parti içinde de benzer şekilde bu tür ifadelerin Erdoğan’a yarardan çok zarar getirdiği görüşü hâkim.

Erdoğan Sonrası Senaryoları
Saral’ın çıkışları, AK Parti kulislerinde uzun süredir fısıltı halinde konuşulan “Erdoğan sonrası” tartışmalarını da yeniden gündeme taşıdı. Hakan Fidan ve Selçuk Bayraktar gibi isimlerin adı geçse de, bu arayışların şimdilik ciddi ve örgütlü bir hareket oluşturmadığı ifade ediliyor. Parti içinde genel kanaatin hâlen Erdoğan’ın liderliğinin tartışmasız olduğu yönünde olduğu belirtiliyor; ancak bu tür senaryoların daha sık gündeme gelmesi dikkat çekiyor.

Kişisel Konumunu Koruma Çabası mı?
Sonuç olarak, Saral’ın çıkışlarının Erdoğan’ın yalnızlığına işaret etmekten çok, kendi pozisyonunu ve kamuoyundaki görünürlüğünü korumaya yönelik bir hamle olduğu görüşü güç kazanıyor. Saral’ın sert söylemlerinin hem kamuoyunda yarattığı yankı hem de parti içindeki huzursuzluğu artırması, AK Parti’nin iç dengelerinin daha karmaşık bir hâl aldığını da gösteriyor.