DOLAR
Alış: 40.52
Satış: 40.68
EURO
Alış: 47.19
Satış: 47.38
GBP
Alış: 54.37
Satış: 54.77
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
Ana Sayfa
Foto Galeri
9.08.2025
33 Görüntüleme
Kaynanam İle Yalnız Kalınca Bunu Yaptık
- Eşimle beni annem taniştırmıştı, hoşlandık birbirimizden ama hemen evlenmeyi düşünmüyordum. Annem sürekli baskı yaptı, iyi çocuk efendi yakışıklı daha ne istiyorsun, bize yakın ev tutarız size sürekli görüşürüz dert etme dedi. Bi şekilde babamda dahil hepimizi ikna etti evlendik. Eşim bana iyi davranıyor ne istesem yapıyordu ama nedenini anlamadığım, içime sinmeyen birşeyler vardı, Annem bana sıkı sıkı hemen çocuk yapma daha erken diyip duruyordu, eşimde istemiyordu zaten. Annem neredeyse hergun ya kendisi geliyor, yada bizi yemeğe çağırıyordu, eşimde gidelim kırılmasın annen ayıp olur diyordu. İlk başlarda isteyerek gidiyordum ama artık iyice sıkılmıştım. Eşimle hiç yalnız kalamiyorduk, doğumgünümde eşim bana çok güzel bir yüzük almış, çok mutlu oldum ertesi gün hemen anneme gösterdim ama hiç beğenmedi, ne gerek vardı masraf etmeye şimdi dedi, ne alaka anne doğumgünü hediyesi almak istemiş eşim almış dedim. Bi süre sonra Annem bahçeye doğru çıktı biriyle telefonla konuşmaya başladı ne konustugunu duyamiyordum ama kavga ediyordu, bende yanına doğru gideyim dedim beni görünce kapattı telefonu bisey sormadim. Hafta sonu arkadaşımın düğünü vardı oraya gitmek istediğimi söyledim eşime, sen git ben gelmeyecegim dedi, şaşırdım tek başıma mı göndereceksin beni dedim, işler çok yordu evde dinleyeceğim dedi. Çok bozuldum ama çaresizce tamam dedim. Anneme anlattım sessiz kaldı, senle gidelim anne dedim, ben gelemem kalabalığı başım götürmüyor dedi. Tek başıma gittim düğüne, kafam öyle dalgın ki son zamanlarda meğer düğün bir hafta sonraymiş ben yanlış okumuşum davetiyeyi. Atladım taksiye geri geldim. Eşim evde dinleniyor diye Zile basmadım anahtarımla açtım kapıyı eve girdiğimde yatak odasında gördüğüm manzara…
- ..sessizce içeri girdim. Eşim evde dinleniyordur diye düşünüyordum. Zile basmadım, anahtarla açtım kapıyı. Eve girince içerisi normalden daha sessizdi. Ayakkabılarımı çıkardım, mutfaktan su almak üzere geçerken yatak odasından fısıltı gibi sesler duydum. Kapı tam kapanmamıştı, aralıktı. İçeride biri daha vardı. Eşim ve… annem. Kapıyı itip içeri girdiğimde ikisi de bana şaşkınlıkla baktı. Eşim yatağın kenarında oturuyordu, annem de karşısındaki sandalyede. İkisinin yüzü de gergindi. Odada bir ağırlık vardı, anlaşılmaz bir sessizlik. “Ne oluyor burada?” dedim. Annem hemen ayağa kalktı, “Sen düğünde olacaktın,” dedi. “Erken döndüm,” dedim. “Yanlış günmüş. Siz neden buradasınız birlikte? Neler oluyor?” Eşim gözlerini kaçırdı, annemse bir an sustu sonra derin bir nefes aldı. “Kızım,” dedi, sesi titriyordu, “Sana söylemek zor ama bazı şeyleri bilmen gerek. Uzun zamandır saklıyordum.” İçimde bir şeyler düğümlendi. “Ne saklıyordun?” Annem cebinden eski, sararmış bir zarf çıkardı. İçinde bir fotoğraf ve bir mektup vardı. Titreyen elleriyle bana uzattı. “Bu mektubu yıllar önce almıştım ama sana hiç söyleyemedim…” Mektubu açtım. Okudukça dizlerimin bağı çözüldü. Orada yazanlar, benim sandığım hayatın, ailemin, hatta eşimle tanışma şeklimin hiç de rastlantı olmadığını gösteriyordu. Her şey planlıydı. Ama kötü bir amaçla değil, beni bir şeyden korumak için yapılmıştı. …Zarfın içinden çıkan mektubu ellerim titreyerek açtım. Eski bir yazı, sanki yıllar öncesinden kalma bir dille yazılmıştı. Başlığı yoktu. Ama ilk cümle yüreğime bir taş gibi oturdu: “Eğer bu mektubu okuyorsan, artık bazı gerçekleri bilmen gerekiyor.” Annem sessizce yere oturdu. Eşim hâlâ konuşamıyordu. Mektup şöyle devam ediyordu: “Seni korumak için çok şey yaptım. Ama bu yaptıklarımın bir gün senden saklanamayacağını da biliyordum. Sen doğmadan kısa bir süre önce, bizim aileye büyük bir zarar veren bir adam vardı. Hem bana hem babana büyük acılar yaşattı. O adam yüzünden neredeyse her şeyimizi kaybediyorduk.” “Ama sonra, kaderin garip bir oyunu oldu. Yıllar sonra o adamın oğlu karşımıza çıktı. Oğlunun hiçbir suçu yoktu. Temiz, düzgün, iyi biriydi. Tıpkı babasının zıttı. Seni onunla tanıştırdım, çünkü onun kim olduğunu bile bile senin kalbinin nasıl tepkiler vereceğini görmek istedim. Onun kim olduğunu bilmeden sevecek misin… güvenecek misin…” “Senin eşin… o adamın oğlu.” Gözlerimi mektuptan kaldırdım. O an başım dönmeye başladı, koltuğa zor oturdum. “Ne demek bu? Eşim… babamıza zarar veren adamın oğlu muymuş?” Annem başını öne eğdi. “Evet. Ama o çocukken yaşananlardan habersizdi. Onun hiçbir suçu yoktu. Yine de seni onunla tanıştırmakla doğru mu yaptım bilmiyorum. Aranızda doğan sevgi gerçekti ama geçmişi bilmeden kuruldu. Bu yükü sana ne zaman vereceğimi bilemedim.” Eşim konuştu sonunda: “Ben de sonradan öğrendim kim olduğumu. Geçmişi değiştiremem ama sana zarar verecek hiçbir şey yapmadım. Ailene zarar veren bir adamın oğlu olabilirim ama ben onun hayatını değil, seninle yeni bir hayat kurmak istedim.” Şimdi önümde başka bir yol ayrımı vardı. Geçmişin acılarını sırtlayıp hayatıma devam mı edecektim? Yoksa gerçekten beni seven bir adamla, her şeyin dışında tertemiz bir gelecek kurabilir miydim? Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yapara
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.