DOLAR
Alış: 39.61
Satış: 39.77
EURO
Alış: 45.49
Satış: 45.67
GBP
Alış: 53.03
Satış: 53.42
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
Ana Sayfa
Foto Galeri
18.06.2025
1292 Görüntüleme
Kimse beni sevmedi eşim bile
- Kimse beni sevmedi, eşim bile beni sevmedi, ilgilenmedi hep yalnız bıraktı, ailem bana hep sabret eşinden dert yanma bize dediler. Eşimin gözüne girebilmek amacıyla her gun istediği yemekleri yapardim, süslenirdim onunla sohbet etmeye çalışırdım ama beni hiç gözü görmedi, dostlarına bile benden daha çok değer verdi. Bir gün evvelceden tanıdığım birisi ile karşılaştım, hiç iyi görünmüyorsun neyin var dedi, iyiyim bileşeyim yok desem de inanmadı, gel seninle biyere gidelim sana da çok iyi ileriki inan bana dedi, biraz tedirgin oldum ama çokta bunalmıştım, derdimi ailem bile dinlemiyordu birisiyle dertleşmem lazımdı bundan sonra hiç birsey düşünemez olmuştum. Tamam gidelim dedim, yol çok uzun sürdü, nereye gidiyoruz dedim, ” merak etme az kaldı sabret birazdaha ” dedi…. 15 dakika falan daha gittikten sonra aniden bire durdu ve bana şimdi gözünü kapat dedi, noluyor dedim, sen kapat anında dedi, kapattım ama çok korkuyordum bilac dakika daha gittikten sonra şimdi aç gözlerini dedi …
- Gözlerimi açtığımda hiç beklemediğim bir görünüm gördüm. Şehrin gürültüsünden, insanların yargılayan bakışlarından uzak, tabiatyla iç içe, yemyeşil bir alandaydık. Kuş sesleri vardı, hafif bir yel esiyordu, ve güneş ışığı yaprakların arasından süzülüyordu. “Burası benim kaçış yerim,” dedi o şahıs, “yalnızca soluk alabilmek amacıyla gelirim buraya… şimdi senin de bu tür bir yere ihtiyacın var.” O an ilk defa içimde biraz olsun bir rahatlama hissettim. Sanki içimde bir düğüm çözülüyordu. Sessizce oturduk birlikte. Konuşmadık bile. Ama o sessizlik, bana duyulmadığım bunca sürenin acısını yavaş yavaş hafifletmeye başladı. Bana dönüp, “Seninle bahsetmek istiyorum, ama evvelce yalnızca burada biraz kalalım, olur mu?” dedi. O an fark ettim; birinin beni anlamaya çalışması, yargılamadan yalnızca yanımda olması bile ne kadar değerliymiş. O gün orada, tabiatnın ortasında, hiçbir şey söylemeden yalnızca oturduk. İçimdeki fırtınalar dinmese de, en azından ilk kez biri “beraberindeyım” demişti. Uzun vakittir kimse gerçekten yanımda olmamıştı. Ne eşim, ne ailem, ne dostlarım… Sanki herkes benden bir şey bekliyor ama kimse ne hissettiğimi, neye gereksinim duyduğumu sormuyordu. O şahıs – ismini bile hatırlamakta zorlanıyordum zira seneler olmuştu – gözlerimin amacıylae baktı ve şu şekilde dedi: “Bazen insanın hayatında, hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği biri gelir ve yalnızca elini tutar. Bu kimseye zarar vermek amacıyla değildir. Bu, senin gene kendini hatırlaman amacıyladir.” O sözler beni o kadar derinden sarstı ki, aniden gözlerim doldu. Uzun vakittir ağlayamamıştım bile. İçimde biriken bütün hisler orada, o anda döküldü. Saatlerce konuşmadan yalnızca ağladım. O ise hiç konuşmadan yanımda kaldı. Ne sorguladı, ne yargıladı. O gün bana kimsenin yapmadığı bir iyilik yaptı: beni dinledi. O günden sonra hayatım değişmedi belki anında. Eve döndüm gene, eşimin ilgisizliğiyle, ailemin duyarsızlığıyla karşılaştım. Ama bir fark vardı: Artık ben kendimi görmeye başlamıştım. O tabiatta geride bıraktığımız bir saat, bana kim olduğumu, ne kadar yorulduğumu, gerçekten ne kadar kuvvetli olduğumu hatırlatmıştı. Artık her gün kendime ufak bir vakit ayırmaya başladım. Geceleri herkesten sonra uyanık kalıp günlüğüme yazdım. Aynada kendime bakıp “sen değerlisin” dedim. Belki ufak adımlardı ama bana aitlerdi. O şahısyle dost kaldık. Ama hayatımda yeni bir bağ kurmaktan ziyade, onunla kurduğum şey gerçekten kendimle gene kurduğum bağdı. Aylar sonra bir gün, eşim gene beni yok sayarken, ben ona bundan sonra sessiz kalmadım. Ağlamadan, bağırmadan ama kendimden emin şekilde konuştum: “Ben senelerdır seni memnun etmek amacıyla çabaladım. Ama fark ettim ki, ben bunu yapar iken kendimi yok ettim. Artık yok olmak istemiyorum. Hayatta her bireyin sevgiye, saygıya, ilgiye hakkı var. Ben de buna layığım.” O şaşırdı. Çünkü beni hiç bu tür görmemişti. Alıştığı şey itaat eden, sessiz kalan, hep veren bir bayandı. Ama şimdi karşısında dimdik duran bir bayan vardı. O an belki ilk kez beni gerçekten fark etti. Ama fark etse de etmeseydi de mühim olan bundan sonra benim kendimi fark etmemdi. Zamanla eşim değişmeye çalıştı. Belki biraz geç oldu, belki hâlâ eksikti. Ama ben bundan sonra hayatımı yalnızca birinin gözünde iyi görünmek amacıyla yaşamamaya kararlıydım. Kendimi sevdikçe, çevrem de buna göre şekillenmeye başladı. Ve seneler sonra bir gün, o tabiatta oturduğumuz yere tek başıma gene gittim. Aynı ağacın altına oturdum. Elime günlüğümü aldım ve şunu yazdım: “Bir vakitler yalnızca sevilmek istiyordum. Şimdi, kendimi sevmenin ne kadar değerli olduğunu öğrendim. Artık beni görmeyenlerden değil, beni anlayanlardan yanayım. Ama en mühimsi, ben kendimden yanayım.” Aynı ağacın altında otururken göl kenarına doğru yürüdüm. Suya baktım… Dalgalar hafifçe kenara vuruyordu. Yüzeyde kendi yansımamı gördüm. O yansıma bir vakitler kaybolmuş, yorulmuş, sevgiyi hak etmediğini sanan bir bayana aitti. Ama bundan sonra karşımdaki bayan kuvvetliydü. Gözlerinde hüzün hâlâ vardı belki, ama bundan sonra korkudan değil; yaşanmışlıklardan gelen bir bilgelikti o. Hayatımda ilk kez kendi yansımamla barışmıştım. Zamanla çevrem değişti. İçimdeki ışığı fark eden insanlar girmeye başladı hayatıma. Eski dostlar yavaş yavaş uzaklaştı, zira ben bundan sonra susan, hep veren biri değildim. Kendi sınırlarımı çizmiştim. Bu herkese iyi gelmedi, ama bana iyi geldi. Bir gün bayanlara özel bir faaliyete çağrı edildim. Konusu “Kendini Yeniden İnşa Etmek”ti. Başta gitmek istemedim. Ne anlatacağım ki, dedim. Ama sonra içimden bir ses “Senin hikâyen belki birine ışık olur” dedi. Etkinlikte mikrofona geçtim, elim titriyordu. Ama sonra gözüm bir bayana takıldı. Gözleri benim eski halim gibi doluydu. İşte o an konuşmaya başladım. “Ben bir vakitler yalnızca sevilmek isteyen bir bayandım. Birinin ilgisi, birinin bakışı amacıyla kendimi yavaş yavaş silmişim. Ama en sonunda, bir sessizlikte, bir tabiat köşesinde gene kendime rastladım. O günden beri şunu öğrendim: Kendimizi sevmeden, kimse bizi tam manasıyla sevemez. Değerimizi evvelce biz bilmeliyiz.” Konuşmamdan sonra çoğu bayan yanıma geldi. Kimisi sarıldı, kimisi ağladı. “Benim de hikâyem seninki gibi” diyenler oldu. İşte o gün, yaşadığım her şeyin boşuna olmadığını anladım. Ben yalnızca kendimi iyileştirmemiştim, başkalarına da umut olmuştum. O ilk beni tabiata götüren şahısyle hâlâ arada görüşüyorduk. Beni o gün susturmadan dinleyen, o günde yalnızca beraberinde olmam yeten şahsa şu şekilde dedim bir gün: “Sen beni kurtarmadın. Ama bana kendi kurtuluşumu hatırlattın. Asıl kahraman gene benmişim. Teşekkür ederim, aynayı tuttuğun amacıyla.” Hikâyenin Sonu Değil Bu bir son değil, yeni bir başlangıcın öyküsüydü. Çünkü her bayan, içersinde gene ayağa kalkacak güce sahiptir. Belki düşer, belki ağlar, belki kimse onu anlamaz ama… bir gün kendi sesini duyar ve o sesle gene tabiatr. Sen de o bayanın birisin. Çünkü bu satırları okuyorsan, içersinde hâlâ bir şeyler amacıyla umut taşıyorsun. Ve bu umut, en güzel yolculukların kapısını…. Okuyan herkese teşekkür ederim… Alıntıdır..
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.