DOLAR
Alış: 39.74
Satış: 39.90
EURO
Alış: 46.90
Satış: 47.09
GBP
Alış: 54.61
Satış: 55.01
15 yaşımda evlendirdiler beni
Köyde Başlayan Sessiz Devrim
15 yaşındaydım. Ne bulunduğunu anlayamadan gelinlik giydirip evlendirdiler beni. “Köyün en zenginlerinin oğlu,” dediler. “Rahat edersin.” Ama rahatlık bir lokma ekmek gibi ulaşılmaz oldu benim amacıyla. Evlendiğim gün başlayan o baskı, o söylenen cümleler hâlâ kulağımda çınlıyor:
“Biz ne dersek onu yapacaksın. Bizden habersiz kapıya bile çıkmayacaksın.”
Eşimse, ne diyeyim, babasının gölgesinden çıkamayan, iki lafı bir araya getiremeyen biriydi. Sanki o da evliliğin ne manaya yaklaştığını bilmiyordu. Ben hizmetçiydim; evin işlerini yapan, kimsenin memnun edemediği bir gölge. En zor olanı ise kayınpederimdi. Her şeye kızar, bağırır, çağırırdı. Hatta bir gün yemeği beğenmedi diye sofrayı devirmişti. O an içimde bir şey kırıldı ama sustum. Çünkü ses çıkarırsam, başıma neler gelir, bilmiyordum.
Sonra… Kayınvalidem vefat etti.
Ardından kayınpederimin bana olan tavrı değişmeye başladı. Artık bağırmıyordu, terslemiyordu, hem de bazı durumlarda “ellerine sıhhat kızım” bile diyordu. Bu yumuşama beni şaşırtmıştı. İçimden bir ses bu ani farklılığa güvenmememi söylüyordu. Çünkü bu evde kimse karşılıksız iyi davranmazdı.
O gün kocam eve gelmemişti. Saat geliştikçe içimdeki huzursuzluk büyüdü. Sonra içeriden kayınpederimin sesi geldi:
“Gel kızım, bir şey konuşacağız.”
Ayaklarım geri geri gitti ama mecbur kaldım. Kapıyı açtım, o köhne odanın amacıylae girdim. Loş ışık, yanan soba ve odanın köşesinde bir masa. Kayınpederim oturmuş, gözlerini benden ayırmadan bakıyordu.
“Kocan birkaç saat gelmeyecek. Gel, otur,” dedi.
İçimdeki korkuyu bastırarak oturdum. Niyetinin ne bulunduğunu bilmiyordum. Ama cümlelerine başladığında, yaşamımın en büyük şaşkınlığını yaşadım.
“Ben bu evi bırakıyorum.”
“Ne demek istiyorsunuz?” dedim şaşkınlıkla.
“Bu evde bundan sonra senden diğer aklı başında biri kalmadı. Eşim gittikten sonra, senin gözlerinin amacıylae ilk kez diğer türlü baktım. Hep hizmet ettin, sabrettin, hiç diğerldırı etmedin. Oğlum bile senin kadar mesuliyet almadı. O yüzden karar verdim: bu evi sana bırakıyorum.”
“Ben… Anlamadım…”
“Her şey senin olacak. Ama tek bir şartla.”
Durdum. Şart her vakit olurdu.
“Bu evi bir sevgi yuvasına çevir. Artık korkunun değil, huzurun bulunduğu bir yer olsun. Oğluma da kendisine de yeni bir yaşam kur. Kendine güven. Çünkü senden diğer kimse yapamaz bunu.”
Kayınpederim… Sanki diğer bir insana dönüşmüştü. Geçmişteki öfkesinden, bağırışlarından yapıt yoktu. Ağzından çıkan her kelime, buz gibi içime işlemişti. O gün, kayınpederimin söyledikleriyle bir karar aldım. Hayatımı değiştirecektim.
Değişimin İlk Günleri
Ertesi gün eşim geldiğinde, kayınpederi oldukça köyden gitmişti. Bir mektup bırakmıştı, içersinde bana yazdığı vasiyet: “Bu evin hanımı bundan sonra sensin. Oğlum, sana emanet.”
Eşim evvelce sinirlendi, sonra çaresizce sustu. Çünkü ne mal varlığı, ne tarla, ne hayvan – hiçbir şey onun üstüne değildi. Ama samimi içe, bana güvenmeye başladı. Ben değiştikçe o da değişti. Artık bana danışıyor, işlerime karışmıyor, çocuk gibi davranmıyordu.
Evimizin kapısını ilk kez şahsım açtım. Bahçeye ilk defa kendi isteğimle çiçek ektim. Komşu kadınları çağırıp oturduk, güldük, konuştuk. Ben bundan sonra yalnız değildim.
Yıllar Sonra: Yeni Bir Başlangıç
Aradan seneler geçti. O ev, köyün huzur evi gibi olmuştu. Kadınlar dertleşmek amacıyla bana gelirdi. Genç kızlar “abla sen nasıl dayanmışsın, biz de direnelim,” derdi. Eşim, köy okuluna gönüllü yardım ediyordu. Beraber köyde kız çocuklarının okuması amacıyla kampanya başlattık. Artık ben bir “gelin” değil, bir “öncü”ydüm.
Kayınpederimden kalan o yük, vakit içersinde bana bir güç verdi. Başta beni ezen o ev, şimdi diğerlarının yaralarını sardığı bir yuva olmuştu.
Bir gün ufak bir kız çocuğu yanıma gelip sordu:
“Teyze, sen hiç korkmaz mıydın?”
Gülümsedim.
“Çok korktum. Ama korkunun üstüne gidince, arkası hep cesaret oluyormuş.”
SONUÇ: KADINLARIN GÜCÜNÜ KÜÇÜMSEMEYİN
Bu hikâye sadece benim değil, nice bayanın hikâyesidir. Baskıyla, korkuyla, yok sayılarak büyüyen ama içersindeki ışığı söndürmeyen kadınların. Unutmayın, bir bayanın sesi kısılsa da yüreği konuşmaya devam eder. Ve bir gün o yürek, tüm bir köyü değiştirir.
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.